Fethiye Mah. Füsun Sok. No:11/A, Nilüfer BURSA

+90 (224) 242 0316

+90(545) 445 75 00

DİŞ ETİ TEDAVİLERİ

Periodontoloji, dişleri çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir diş hekimliği dalıdır. Dişlerimiz çene kemiklerinde, kemiğin alveoler çıkıntı denilen bölümünün içine gömülüdürler. Ancak dişler kemiğe direkt olarak bağlanmazlar. Alveol kemiği ile dişin kök yüzeyi arasında, liflerden oluşan fibroelastik bir doku vardır. Bu doku “periodontal ligament” adını alır ve otomobillerdeki amortisör gibi işlev görerek, dişler üzerine gelen fonksiyonel kuvvetlerin çene kemiklerine yumuşatılarak iletilmesini sağlar. Bu yapıların üzerini dişeti ve ağız mukozası örter. Dişleri çevreleyen tüm bu dokular “periodontal dokular” olarak adlandırılır.

Sağlıklı Dişeti Ve Periodontal Dokular

Sağlıklı dişeti; açık pembe renkte, mat, diş ile birleştiği yerde bıçak sırtı gibi sonlanan, kurutularak çıplak göz ile bakıldığında yüzeyinde portakal kabuğunu andıran pütürler görülen bir dokudur. Fırçalarken veya yemek yerkn kanamaz. Sağlıklı dişeti dişi boyun bölgesinde bir yaka gibi sarar ve burada dişi çevreleyen bir oluk meydana getirir. “Dişeti oluğu” denilen bu yapı, hastalanan dokuda derinleşir ve dişhekiminin hastalığı teşhis etmesinde ve tedavi yaklaşımını saptamasında belirleyici rol oynar.

Hastalıklı Diş Eti

Periodontal dokular, dişlerin üzerini kaplayan ve “mikrobiyal dental plak” adı verilen birikinti nedeniyle iltihaplanır. Mikrobiyal dental plak; ağızda bulunan bakterilerden, epitel ve diğer hücre döküntülerinden, çeşitli tükürük proteinlerden ve gıda artıklarından oluşan kompleks bir yapıdır. Plağın dişlerin üzerini kaplaması fizyolojik bir süreç olup, önüne geçilmesi mümkün değildir. İlk bir kaç saat zararsız olan plak belli bir kalınlığa ulaşınca, içindeki bakteriler iltihaba neden olan toksik maddeler sentezlemeye başlarlar. Periodontal hastalıkların çoğunluğu kronik iltihabi hastalıklardır ve çok ileri aşamalara gelmeden, ağrı gibi farkedilebilir belirtiler vermezler. Bu bağlamda periodontal hastalıklar, çok uzun yıllar boyunca ağızda mevcut olup kayda değer bir belirti vermeksizin ilerleyebilirler ve diş kaybına neden olurlar.

Dişeti kanaması, periodontal hastalıkların her aşamasında görülen hemen hemen tek belirtidir. İltihabın erken dönemlerinde yukarıda sözü edilen dokulardan sadece dişetinin sağlığı bozulur. Bu aşamada hastalık “gingivitis” adını alır. İltihap dişeti düzeyinden diğer periodontal dokulara geçince, periodontal ligament ve alveol kemiği de etkilenir. Dişin etrafını saran alveol kemiği erimeye başlar. Bu şekliyle hastalık “periodontitis” adını alır. Periodontitis dişlerin etrafında abseler oluşmasına, dişlerin sallanmasına ve kaybına neden olur.

Diş Taşı Nedir?

Diştaşı (tartar), mikrobiyal dental plağın dişler üzerinden uzaklaştırılmaması halinde kalsifiye olması (kireçlenmesi) ile oluşan sert birikintilerdir. Plak kalsifiye olunca içindeki bakteriler etkinliklerini kaybederler ve hastalık yapan toksinleri sentezleyemezler. Ancak bu her ne kadar dişetinin sağlığını korur gibi görünüyorsa da, olay sanıldığı gibi değildir. Diştaşı, girintili çıkıntılı bir yüzeye sahip olduğundan, yeni oluşan plağın tutunması için uygun bir ortam oluşturur. Üstelik diştaşının üzerinde biriken plak artık diş fırçası ve diş ipi ile uzaklaştırılamadığından, bir süre sonra kalsifiye olarak altındaki taşın bir parçası haline gelir. Diştaşı bu şekilde birikmeye devam eder. Sonuç, o bölgede iltihabın belirtilerinin daha şiddetli bir biçimde ortaya çıkmasıdır.

Gingivitis Tedavisi

Gingivitisin çok erken dönemlerinde, hastanın ağız hijyen standardının yükseltmesi ve bir profesyonel tarafından mikrobiyal dental plak kontrolü ile ilgili bilgilendirilmesi, hastalığın tedavisi için yeterli olabilir. Yerleşmiş gingivitisin tedavisi diş yüzeyi temizliği (diştaşı temizliği = detartraj) ile yapılır. En az iki seans süren bu tedavide, tüm periodontal hastalıkların tedavisinde olduğu gibi hastanın ağız hijyen standardının yükseltilmesi amaçlanır.

Periodontitis

Dişetinde başlayan kronik iltihabın periodontal ligament ve alveol kemiğine geçmesi ile başlar. Artık yumuşak ve sert doku yıkımı başlamıştır. Dişeti oluğu, dişetinin şişmesi ve alveol kemiğinin erimesi ile derinleşmiş, dişin etrafında bir “cep” oluşturarak bakterilerin çoğalması için uygun bir ortam haline gelmiştir. Dokulardaki bu yapısal değişiklik “periodontal cep” diye adlandırılır. Periodontal cebin varlığı ve derinliği, diş hekiminin teşhis ve tedavisinde yardımcı olan birer klinik kriterdir. Radyografi (röntgen filmleri) de periodontitisin teşhisinde ve tedavi planlamasında vazgeçilmez bir yardımcı yöntemdir. Periodontitis, bazı ender formları dışında, çok yavaş ilerleyen bir hastalıktır. Uzun yıllar sinsice varlığını sürdürebilir. Tüm bu zaman içinde, lenf ve kan yoluyla yayılarak, tüm vücudu ve önemli organları etkileyen bir enfeksiyon odağı olma özelliği taşır.

Ağızda fena koku, dişetinde zaman zaman kanama görülebilir. Periodontitis ilerledikçe dişeti çekilmeleri meydana gelebilir. Bu; dişlerde soğuk, sıcak gibi uyaranlarla hassasiyet meydana gelmesi sonucunu doğurabilir.

Periodontitis Tedavisi

Periodontitisin tedavisinde amaçlanan, yumuşak ve sert dokunun hastalık nedeniyle ortadan kalkmasıyla meydana gelmiş yapısal bozukluğun düzeltilmesidir. Bazı istisnalar dışında, kaybedilmiş dokunun geri kazanılması mümkün değildir. Periodontal dokuların sağlığının kazanılması, sağlıklı dokulardaki yapısal ilişkiyi kaybedilmiş doku seviyesinde yeniden oluşturmakla mümkün olmaktadır. Bu amaçla, periodontal cebin sığlaştırılması ve alveol kemiğindeki deformelerin düzeltilmesi gerekir. Tedavi sonucunda, hastanın daha rahat temizleyebileceği bir yapı elde edilmiş olur.

 

Periodontitisin tedavisinde de hastanın ağız hijyen stadardının yükseltilmesi birinci derecede önem taşır. Tedaviden sonra kazanılan sağlığın korunması da ancak bu şekilde mümkündür. Diş hekimi diş yüzeyi temizliği ile tedaviye başlar. Bir kaç seans süren bu tedaviyi, diş kök yüzeylerinin kürete edilmesi işlemi takip eder. Periodontitisin erken aşamalarında bu tedaviler dokuların sağlığına kavuşması için yeterli olabilir.

 

Hastalığın daha ilerlemiş formlarında cerrahi müdahale gerekir. Periodontal cebin eliminasyonu ve hastalık sonucu meydana gelmiş kemik deformelerinin düzeltilmesi için cerrahi operasyonlar yapılır. Kemikteki deformasyonun şekline göre, kaybedilmiş kemiğin bir kısmının geri kazanılmasına mümkün kılabilecek bazı teknikler bu aşamada uygulanabilir. Ağızda tutulması mümkün olmayan dişlerin çekimi, ilerlemiş vakalarda tedavi planının bir parçası olabilir.

Periodontal Hastalıklardan Nasıl Korunulur?

Gerek periodontal hastalıklardan gerekse diş çürüklerinden korunmanın en etkin ve ekonomik yolu, evde yapılan gündelik ağız bakımıdır. Gündelik ağız bakımı, mikrobiyal dental plağın dişlerin ve sabit protezlerin üzerinden uzaklaştırılmasıdır. Mikrobiyal dental plak, oluşmasını takip eden 8-10 saat içinde olgunlaşır ve içeriğindeki bakteriler periodontal hastalığa neden olacak toksinleri üretmeye başlarlar. Bu nedenle, ideal diş fırçalama sıklığı, 8 saatte bir, başka bir deyişle günde üç defadır. Ancak günde iki defa yapılan etkin bir fırçalamanın, dişeti ve diğer periodontal dokuları iltihaplanmaktan korumaya yettiği saptanmıştır.

 

Diş ipi kullanımı gündelik ağız bakımının ayrılmaz bir parçasıdır ve fırça ile ulaşılamayan diş yüzeylerinden mikrobiyal dental plağın uzaklaştırılmasını sağlar. Ağzında sabit köprü protezleri taşıyan hastaların kullanması için tasarlanmış özel diş ipleri de mevcuttur. Ayrıca, “dişler arası fırçalar”, “ağız duşları” bazı durumlarda diş hekiminizin önereceği diğer temizleme araçlarıdır.

Diş hekiminizin 6 ayda bir düzenli olarak ziyaret edilmesi, dişlerde ve periodontal dokularda oluşabilecek sorunların erken safhada teşhisini mümkün kılacaktır.